Bir ülkenin kalkınması, ancak çok iyi yetiştirilmiş insan gücü ile gerçekleşir; buna “beyin gücü” diyoruz. Yeryüzünde yüzlerce meslek var: her meslekte çağ açmış insanlar görev almış. Şöyle bir düşünelim: bütün bu yetişmiş insanları kim yetiştiriyor? Bütün mesleklerin temeli olan tek meslek hangisidir? Zihinlerimizi fazla yormaya gerek yoktur; çünkü bütün mesleklerin temeli kesinlikle öğretmenliktir. Bütün yetişmiş insanları yetiştirenler de ancak ve ancak öğretmenlerdir. İnsanları yetiştirdiğin, onlara değerli meslekler armağan ettiğin, ülkenin geleceğini güvenilir ellere teslim ettiğin için teşekkürler öğretmenim.

Bizi var olduğumuz günden beri yetiştiren ve geleceğe hazırlayan insanları unutamayız. Birincisi evimizde annemiz ve babamızdır. İkincisi de okulumuzda öğretmenlerimizdir. Birinciler bizlere sütünü, sevgisini, emeğini, umudunu verir; ikinciler ise; sevgisini, ilgisini, bilgisini, deney birikimini verir. Biz eksiklerimizi onlarla tamamlarız. Gün geçtikçe kişiliğimizi bulur; geleceğin büyük insanlarından biri olma yolunda güvenli adımlarla zaman merdivenini tırmanırız. Bize gülüşün kadar sıcak sevgini; bitmeyen ve hiçbir zaman da bitmeyecek olan ilgini verdiğin için teşekkürler öğretmenim.

Bütün öğretmenler isterler ki, çocuklar iyi yetişsin. Bir binanın temeli sağlam atılırsa, o bina yüzyıllara meydan okur. Çocuklar ise, ulusun sonsuzluğa ulaşmasında temel yapı taşlarıdır. Çocuklar öyle yetişmeliler ki, ülkesini, ulusunu hep yaşatsın, hep yüceltsin. Bunu başarabilen öğretmenlerdir ve öğretmenler birer gerçek mimardırlar. Onlara “insan ve insanlık mimarı”  demek çok doğru olur. Öğretmenler taşın, tuğlanın, harcın yerine bilgiyi, beceriyi, yeteneği, çocuğun özündeki cevheri koyar; binasını bunlarla yapar. En büyük, en gerçek mimar olduğun için teşekkürler öğretmenim.

Cehalet batağının yılmaz savaşçıları da yine öğretmenlerdir. Görmüyor muyuz sanıyorsunuz?  Yurdun en uç köşelerine bütün devlet görevlilerinin içinde ilk giden, ilk ışığı, ilk aydınlığı götüren; amansız cehalete karşı ilk kurtuluş bayrağını açan, o bayrağını yurdun her köşesinde onurla dalgalandıran öğretmenler değil midir? Bugün eğer gerçek bilgi aydınlığında yaşıyorsak, çağın uygarlığını yakalamaya çalışıyorsak, bu onuru ancak öğretmenlerimize borçluyuz. Çocukları ve sevgili yurdumuzu çağın aydınlığıyla aydınlatma savaşı verdiğin için teşekkürler sevgili öğretmenim.

Başöğretmen M. Kemal Atatürk bir söylevinde: Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.  Öğretmenden eğiticiden yoksun bir millet henüz millet adını alma kabiliyetini kazanmamıştır. Ona basit kitle denir, millet denemez. Bir kitle, millet olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır; demektedir.

Şüphesiz tüm meslekler kutsal ve önemlidir. Ancak öğretmenlik tüm mesleklerin temelidir. Öğretmenler yetişmiş her kişinin temelindeki taşa imzasını atmıştır.   

Değerli öğretmen arkadaşlarım sizlere sizi anlatmak en zor olandır. Gelin bugün hep birlikte tekrar mesleğimizin kıymetini hatırlayalım ve geleceğimizin emaneti olan öğrencilerimiz için daha çok koşmaya, daha çok çalışmaya azmedelim.

Medeniyet yarışında bayrağımızı en ileri noktaya götürmek azminde olan eğitim ordumuzun fedakâr neferleri olan öğretmenlerimizi, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle tebrik ederim. Emekli öğretmenlerimize emeklerinden dolayı teşekkür eder, hasta öğretmenlerimize acil şifalar diler, vefat etmiş öğretmenlerimizi, eğitim şehitlerimizi rahmetle anar, tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlar, saygılar sunarım.